SEO

İşletmeler dijital dünyada var olmaya başladıktan sonra, ihtiyaç duyduğu en büyük şey kendileri için yüksek nitelikli trafik sağlamaktır. İşletmelerin elde edeceği trafik, arama motorları üzerindeki sonuçlar üzerinden organik bir şekilde olabilir. Ya da arama motoru reklamları, görüntülü reklamlar, sosyal medya reklamları ve diğerleri gibi ücretli trafik de sağlanabilir. Bu trafiğin yüksek tutarlılıkta takibi çok önemlidir. Veri olmazsa strateji de olmaz. Sağlıklı veri için, web sitenin trafiği ve diğer metrikleri düzenli olarak takip edilmeli ve performans ölçülmelidir. En çok trafik alan içerikler, ürünler, başarılı kampanyalar, ziyaretçi davranışları ve diğer veriler için bir dijital araca ihtiyaç duyarız.

Google tarafından sunulan Google Analytics tam olarak bu ihtiyacı karşılıyor. Ama bu konuda yer alan tek araç, Google Analytics değil. Yandex’in de Metrica isimli aracı sayesinde, tüm bu verileri elde edebilirsiniz. Google’da olduğu gibi Yandex de bu aracı ücretsiz bir şekilde sunuyor.

Google Play Store için geliştirilen uygulamaların daha iyi bir performans gerçekleştirmesi için SEO çalışması yapmanız gerekmektedir. Uygulamalar için yapılan SEO çalışmalarına daha çok ASO yani “App Store SEO Optimization” ismi verilmektedir. Biz bu yazı içerisinde genel tabir olarak SEO’yu kullanmaya devam edeceğiz.

Dijital ortamda ortaya konan her çalışma başarılı olmak için SEO çalışmalarına ihtiyaç duyar. Organik bir şekilde başarı sağlamanın anahtarı olan SEO sadece arama motorları üzerinde etkili değildir. Aynı zamanda App Store üzerinde de oldukça büyük bir etkiye sahiptir. Doğru bir SEO ya da ASO çalışması ile siz de uygulamalarını daha görünür kılabilirsiniz.

Hem web sitenizin SEO’sunu optimize etmek hem de rakipleri analiz etmek istiyorsanız, Screaming Frog çok faydalı bir web tarayıcıdır. Özellikle web sitenizde yer alan SEO hatalarını minimize etmek için kullanılmalıdır.

Freemium araçlardan biri olan Screaming Frog, ücretsiz seçeneğinde 500 URL’ye kadar analiz imkanı sunarken, 209 dolarlık yıllık ücreti olan premium hesap ile sınırsız URL ve ek analizleri elde etmenize olanak tanır.

Günümüzde çok sayıda web tarayıcı bulunsa da tahtın sahibi hala Google Chrome olmaya devam ediyor. Dünya genelinde kullanıcıların %60’ından fazlası Google Chrome kullanıyor. Bu da Chrome için geliştirilen eklentileri daha değerli hale getiriyor. Google Chrome’da yer alan SEO eklentileri yurtdışında çok sayıda kişi tarafından kullanılsa da ülkemizde çok rağbet görmüyor. Ya da iyi bir şekilde tanıtılmadığı için henüz farkındalık oluşmadı.

Google Chrome üzerinde yer alan üçüncü taraf eklentileri kullanarak SEO çalışmalarını ve üretkenliğinizi geliştirmeniz mümkün. SEO kategorisi içinde çok sayıda eklentiyi bulunduran Chrome, bazılarını ücretsiz bir şekilde sunuyor. Bazı eklentiler ise ücrete tabi olarak yüklenebiliyor.

Milyonlarca insan her gün Amazon’u ziyaret ediyor ve alışveriş yapıyor. Birçok ülkede aktif olarak hizmet veren Amazon, sahip olduğu marka bilinirliği ve popülarite ile tüm ölçekte işletmeleri bünyesine katmış durumda.

Çok sayıda işletmenin Amazon’u tercih etmesi nedeni ile dijital dünyada olan rekabette Amazon platformu üzerinde de bulunuyor. İşletmeler, müşterilerin Amazon üzerinde yaptığı aramalarda üst sıralarda yer bulmak için çok fazla çalışma gerçekleştiriyor. Bu çalışmaların bir kısmı, ücretli reklamlardan ve influencer paylaşımlarından oluşuyor. Ama tüm kategoriler için bu kadar yüksek bütçeler oluşturmak rekabette geri plana düşmeye neden olabilir. Bu nedenle firmaların büyük bir kısmı organik bir şekilde arama sonuçlarında gelişmek istiyorlar. Bunun için de Amazon SEO tekniklerini kullanıyorlar.

YouTube, 2005 yılından günümüze kadar çeşitli evrim süreçlerinden geçti. Oldukça yalın bir video paylaşım sitesi olarak oluşturulan YouTube, zaman içerisinde sosyal medya platformu haline geldi. O kadar büyük bir güç haline geldi ki günümüzde ikinci büyük arama motoru olarak kullanılmaya başlandı. Arama motoru pazarında yer alan çok sayıda oyuncuyu geçerek üst kuruluşlarından biri olan Google’ın arkasına yerleşti. YouTube aylık 15 milyarın üzerinde ziyaretçi alarak Google’dan (46 milyar) sonra ikinci sırada bulunuyor.

Bounce Rate ve Pogo Sticking arasındaki temel farkları ve hemen çıkma oranını düşürmek için yapılması gereken bazı taktikler yazının devamında olacaktır. Bounce Rate ve Pogo Sticking birbiri ile karıştırılan bir kavramdır. Açıkçası benzer tarafları da vardır. Bununla beraber ince ayrıntılar ile farklılaşmaktadır.

Web siteniz için bu oranların yüksek olması iki durumda da sakıncalıdır. Arama motorlarının yüksek olmasını en son isteyeceği metriklerdir. Aramalarda sıralamanızın düşmesine neden olacak en büyük etmenlerdir.

İki kavramı da öncelikle tek tek ele almak gerekir. Sonrasında, arasındaki farkları net bir şekilde ortaya koyabiliriz.

Günümüzde dijitalde çok ciddi bir rekabet bulunuyor. Her gün bu rekabete katılmak isteyen yeni oyuncular, pazara dahil oluyorlar. Aynı kategoride zengin içeriğe, yüksek SEO başarısına ve sosyal medya gücüne sahip olan birçok web site oluşmaya başladı. Bu durum hem mevcut web siteler için hem de dijital dünyaya yeni adım atmak isteyenler için zorlayıcı bir süreç oluşturuyor.

Bu rekabetçi düzende başarılı olmak istiyorsanız, bazı dijital araçlar var ki kullanmak zorundasınız. Google Search Console da bu araçlardan biridir. Web siteniz üzerinde yaptığınız çalışmalarda, neyin işe yarayıp neyin yaramadığını bilmek çok önemlidir. Bu sayede, yaptığınız olumlu çalışmalara devam ederken, sonuç vermeyen konularda ise çalışmayı bırakabilir veya geliştirebilirsiniz.